Ters İbraz Chargeback İşlemi Yargıtay Kararı ile ilgili olan bu içeriği inceleyebilir ve bu hususlar ile ilgilenen avukatlarımızdan anında profesyonel hizmet alabilirsiniz.
11. Hukuk Dairesi 2020/5026 E. , 2021/3705 K.
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi´nce verilen 24.10.2017 tarih ve 2014/303 E- 2017/833 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi´nce verilen 16.09.2019 tarih ve 2018/427 E- 2019/1748 K. sayılı kararın Yargıtay´ca incelenmesi duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av…. ile davalı vekili Av…. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının internet sitesi üzerinden uçak bileti satışı yaptığını, tahsilat işlemlerinin güvenliği için davalı bankanın arayüzüne bağlı 3D secure özelliği ile tahsilatın yapılabilmesini sağlayan sistem için anlaşma yapıldığını, ödemelerin yapıldığı bir kısım kart sahiplerinin işlemlere itiraz etmesi üzerine davalı tarafça ters ibraz (chargeback) işlemi yapıldığını, davacının işlem dayanağı belgeleri davalıya ibraz etmesine rağmen davalının, davacının banka hesabına bloke koyduğunu, ters ibraz işleminin dayandırıldığı sözleşmede ise 3D secure işlemine ilişkin düzenlemelerin bulunmadığını, blokenin kaldırılması için davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini, itirazdan sonra 61.000 USD üzerindeki blokenin kaldırıldığını ancak bakiye miktara davalı tarafça elkonulduğunu ileri sürerek, bakiye 71.836 USD alacağa yapılan itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bloke konulan miktarın 127.274,60 USD olduğunu, bu tutarın bir kısmının yurtdışı bankalara ters ibraz yoluyla ödendiğini, davacının gerçekleştirdiği işlemlerin %77 si´nin Visa tarafından sahte işlem olarak raporlandığını, üye işyeri sözleşmesinin 12.4 maddesinde davacı hesabından alınan blokenin ve banka tarafından ters ibraz yoluyla ödenen tutarlardan işyerinin sorumlu olduğunun kararlaştırıldığını, yapılan işlemin sözleşme ve uluslararası Visa Card kurallarına uygun olduğunu, sahte işlemlerin davacıya ait sanal pos üzerinden gerçekleştiğini, dolayısıyla bu işlemlerden doğacak ödemelerden de davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, taraflar arasında üye iş yeri sözleşmesi akdedildiği, davalı tarafından davacının hesaplarında bulunan 127.274,60 USD´ye bloke konulduğu, takip tarihinden sonra bloke edilen 61.000 USD’nin çözülmesi sonrasında bakiye 71.836 USD yönünden itirazın iptalinin talep edildiği, davacı internet sitesinden yapılan işlemler nedeniyle işlemi yapan kart hamili bankaların ters ibraz hakkının doğmasına, davalı banka tarafından zamanında önleyici tedbirlerin alınmamasının neden olduğu, davacının işlemler nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı ve davalının yurt dışı bankalara ters ibraz kapsamında ödediği miktarı davacıdan tahsil hakkı bulunmadığı, bu itibarla davacının takipten sonra blokesi konulan miktarı düştükten sonra bakiye kısım için açtığı itirazın iptali davasında bloke konulan toplam miktardan blokesi kaldırılan miktarın düşülmesi ile bakiye kısma yönelik itirazın haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın kabul edilen kısım yönünden iptaline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, ilk derece mahkemesince alınan üç raporun olayın oluşuna ve dosya kapsamına uygun ve ayrıca istinaf denetimine elverişli olduğu, dava konusu işlemlerin 3D secure sistemi aracılığıyla gerçekleştiği, tüm tahsilat işlemlerinin banka tarafından gerçekleştirilmekte olduğu, işlem yapılan kartla ilgili sahtelik bilgisi var ise bunu kart firması ve davalı bankanın farketmesi gerektiği, davalı bankanın gerekli tedbirleri almadığı, usulsüz işlemlere karşı önlem alması gerekenin davalı banka olduğu, davacının usulsüz işlemlerden sorumluluğunun bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmelerin dava konusu olaya uygulanamayacağı ve davacının meydana gelen olaylarda bir kusurunun bulunmadığı, davalı bankanın bloke koyduğu bakiye tutarın 66.274,60 USD olduğu, davacının bu tutarı talep hakkı olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin ters ibraz yoluyla yurt dışı bankalara ödenen ve davalının sorumlu olduğu tutarın 62.939,57 USD olduğuna yönelik temyiz istemi yönünden yapılan incelemede, davalı vekili takibe yaptığı itirazında 62.939,57 USD’nin davacı alacaklı hesabından mahsup edilerek ödendiğini savunmuş olup yargılama kapsamında alınan 07.01.2014 tarihli raporda, 17.12.2009 tarihinde 66.758 USD’nin davacıya ait döviz hesabına aktarıldığı, aynı tarihte bu hesaptan 62.939,57 USD’nin “Visa tarafından kesinleşen chargeback” açıklamasıyla davacı hesabından çekildiği tespit edilmiş, davalının sorumlu olduğu miktara ilişkin bu tutar 28.12.2016 tarihli ek rapor ve dosya içinde bulunan ekstre ve tablolardan teyit edilmiştir. Bu durumda davalının sorumlu olduğu miktar tespit edilirken, davacının hesabından ters ibraz açıklamasıyla aktarılan 62.939,57 USD yönünden kabul kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK´nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 15.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.