19. Ceza Dairesi 2020/1061 E. , 2020/11896 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Gerekçeli karar tebligatının sanığın savunmasında bildirdiği bilinen en son adresine yapılmamış olması karşısında sanık müdafinin temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A) Katılan vekilinin sanık … hakkında kurulan beraat hükmüne ilişkin temyiz istemlerine yönelik incelemede,
Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B) Sanık … müdafinin temyiz istemlerine yönelik incelemede,
1- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete´de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun´un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun´un 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun´un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun´un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın suç tarihindeki gümrüklenmiş değeri tarafsız ve bağımsız bilirkişi vasıtasıyla tespit edilmek suretiyle; 5237 sayılı TCK´nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun´un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun´a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar ; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu , kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla , gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında; 17/08/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesi´nce verilen 2013/633 Esas ve 2014/221 Karar sayılı hükmün dairemizce incelenerek 23/06/2020 tarihinde bozulmasına karar verildiğinin ve davanın anılan Mahkemenin 2020/1869 Esasını aldığının anlaşılması karşısında,
Anılan dosyanın getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK´nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu ,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun´un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 29/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.