Pay Defteri Kaydına İlişkin Boşanma Davası Emsal Kararını kurumsal web sitemizden inceleyebilir ve en iyi bilgileri avukatlarımızdan alın.
T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/574 Esas
KARAR NO : 2018/92
DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 08/04/2016
KARAR TARİHİ : 30/01/2018
Mahkememizde açılan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili … ile davalılardan … nün evli olduklarını,müvekkilinin İstanbul 1. Aile Mahkemesi nin 2015/60 esas sayılı dosyasında eşine karşı boşanma 26/01/2016 tarihinde davası açtığını, ayrıca İstanbul 9.Aile Mahkemesi nin 2016/61 esas sayılı dosyasında ise eşler arasındaki yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma nedeniyle katılma alacağı davası açtığını,bu dava dosyasında 22/02/2016 tarihinde verilen ara karar ile davalı …nin davalı … … ye ait olan 1/4 hissesinin üçüncü kişilere devrinin,satışının,ayni ve şahsi bir hak tesisinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini ,ancak bu kararın şirket defterine işlenerek uygulanmasının mümkün olmadığını, …nin davalı … … ye ait olan 1/4 hissesinin 07/01/2016 tarihinde diğer davalılar …,… ve … a deredildiğini öğrendiklerini,yapılan bu devrin muvazaalı olduğunu müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla yapıldığını,ihtiyati tedbir kararının böylece bertaraf edildiğini belirterek;Öncelikle davalılar …,… ve … a devredilen hisseler üzerine üçüncü kişilere devirinin,satışının,ayni ve şahsi bir hak tesisinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına …nin davalı … … ye ait olan 1/4 hissesinin devrine ilişkin 2016/01 nolu yönetim kurulu kararının muvazaa ile batıl olduğunun tesbitine,hisse devrinin iptaline ve pay defterine işlenen devir belirtmelerinin terkinine ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin 13/04/2016 tarihli tensip kararı ile devredilen pay bedeli olan 22.500.000,00 TL üzerinden eksik nisbi harcın tamamlanmasına karar verilmiş davacı vekili 14/04/2016 tarihli dilekçesi ile müvekkili için Adli Yardım talebinde bulunmuştur.
SAVUNMA /
Dava henüz taraf teşkili aşamasında olup, davalı cevap vermemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Davacının sıfatı; davacı boşanma isteminde bulunan ve yasal mal rejimi nedeniyle katılma payı alacağı isteyen kadın eştir.
Davacı kadın eş …nin hissedarı değildir.Davayı şirket hissedarı olan erkek eş … nün hisseleri nedeniyle açmıştır.
Davanın yasal dayanağı; 4720 sy TMK nun 229 maddesidir.Buna göre “aşağıda sayılanlar edinilmiş mallara değer olarak eklenir ” ve 229/2 mad “bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler ..bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşıda ileri sürülebilir ” şeklindedir.
Dava dosyasında …nin davalı … … ye ait olan 1/4 hisse devri 07/01/2016 tarihinde yapılmıştır.Davacı kadın eş İstanbul 1. Aile Mahkemesi nin 2015/60 esas sayılı dosyasında boşanma davasını 26/01/2016 tarihinde açmıştır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde katılma alacağının belirlenmesi için tasfiye tarihi boşanma davasının açıldığı 26/01/2016 dır.Boşanma kararının kesinleşmesi ile katılma alacağının talep edilmesi için muacceliyet dava şartı gerçekleşmiş olur.
Davacının istemi ;davalı erkek eş … nün yasal mal rejiminin devam ettiği 07/01/2016 tarihinde diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla …deki 1/4 hissesini diğer davalılar …,… ve … a devir etmesi nedeniyle hisse devrinin iptali ve pay defterine işlenen devir belirtmelerin terkinidir.
Uyuşmazlığın, 4720 Sayılı T.M.K’nun 2.kitabında düzenlendiği, 4787 Sayılı Yasanın 4/1 maddesi gereğince Aile Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilerek dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 19/04/2016 tarih ve 2016/381 esas 2016/361 karar sayılı kararı davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Yargıtay ilamında; “Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.
Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabileceği, böyle bir iddia karşısında aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçların saptanması olduğu, davacı boşanma davası ve şahsi hakkına dayanarak açılan mal rejimi tasfiyesi ile edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açtığı, yönetim kurulu kararının iptali ile davalı eşe dönecek hisse senetlerinden alacağını temin etme imkanı olacağından davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan davanın kanuni dayanağının BK’nun 19.maddesi olduğundan, davacının boşanma davası açtığı eşi … ile diğer davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaa işleminin davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre uyuşmazlığın çözüm yerinin dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemeler olduğu, dava Asliye Ticaret Mahkemesine açılmış olduğundan, 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve BK’nun 19.maddesine göre açılan davaların Asliye Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olup, somut olayda da dava bu tarihten sonra 08.04.2016 tarihinde açıldığından mahkemece davanın görev nedeni ile reddi ile dosyanın Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile Aile mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,” denilmektedir.
Mahkememizce 14/11/2017 tarihli duruşmada Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Davanın hukuki dayanağı B.K’nun 19.maddesidir. Davalıların eylemi davacı açısından haksız fiil niteliğindedir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca TTK nun 4 ve 5 maddeleri kapsamında “ticari dava” olarak nitelendirilemeyeceği ve davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
HMK nun 1. Maddesi hükmüne göre; göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca, dava şartı olan bu husus, HMK nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinde araştırılır.Mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığını sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeni ile HMK nun 115/2 maddesi hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Açıklanan gerekçeye göre;
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
HMK.nun 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin bu karar verildiği anda usulen başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, süresi içinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
HMK.nun 331/2. maddesi gereğince harç, yargılama giderleri ve bu kapsamdaki vekalet ücretinin görevli mahkemede dikkate alınmasına,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı. 30/01/2018