Ortaklığın Giderilmesi Talebi Yargıtay Kararını kurumsal sitemizde sizlerle paylaştık! Bu ve bunun gibi durumlarda profesyonel destek almak isterseniz Gülsün Hukuk Bürosu´nu arayabilirsiniz.
7. Hukuk Dairesi 2021/7157 E. , 2021/3105 K.
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.11.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İcra ve İflas Kanununun 121´inci maddesi uyarınca alınan yetki belgesine istinaden alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, icra hukuk mahkemesinden alınan yetki belgesine dayanarak davalı borçlu …’ın murisinden intikal eden dava konusu 725 ve 2980 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalı, davanın reddini savunmuş; bir kısım davalı ise dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısı, icra mahkemesi hakiminden İcra ve İflas Kanununun 121’inci maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin ise reddi gerekir.
Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir.
Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
Somut olaya gelince; dosya içeriğinden, dava konusu 725 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olan Mustafa oğlu …’in, tapu müdürlüğünün 03.06.2013 tarihli yazı cevabında taşınmazın tapulama tutanağına göre 1339 doğumlu olduğunun bildirildiği; dava dilekçesinin …’e usulüne uygun tebliğ edildiği, ancak gerekçeli karar tebligatının …’in ölü olması nedeniyle iade edildiği; Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 20.11.2017 tarih, 2015/18485 E-2017/8613 K sayılı ilamıyla adı geçen kayıt malikinin mirasçılık belgesinin temin edilmesi için dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafından Sarayköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/227 E. sayılı dava dosyasında …’e ait miraçılık belgesi verilmesi istemiyle dava açıldığı, mahkemece Mustafa oğlu 1939 doğumlu … isimli bir şahsın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, kayıt maliki Mustafa oğlu …’in nüfus bilgileri ilgili kurumlardan temin edilerek, gerekirse taşınmazın tapulama tutanağı getirtilerek, davacıya mirasçılık belgesinin temini için süre verilmeli, tespit edilecek mirasçılarının davada taraf olması sağlanmalı ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına yönelik hüküm kurulmalıdır.
Öte yandan, dava konusu taşınmazlarda paydaş olmadıkları halde davada taraf olan Ali oğlu … mirasçıları yönünden de davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmelidir.
Mahkemece, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 23.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.