Yayımlanan kararlar içerisinde bugün sizlere ” Şirket Ortaklığından Çıkarılması Emsal Karar ” konusunu aktardık. İçerikte yer alan bilgilere benzer tüm hususlar için bizlere ulaşablirsiniz.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/427
KARAR NO : 2022/499

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MUĞLA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2021 (tarihli ara karar)
NUMARASI : 2021/1628 Esas (derdest dosya)
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
TALEP : İhtiyati Tedbir İstemi
BAM KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Muğla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2021 ara karar tarihli ve 2021/1628 Esas sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA : İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili dava ve talep dilekçesinde özetle; düvekkili ile davalı …’ın Fethiye Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde …’ni 26.05.2015 tarihinde Türk Ticaret Kanununa uygun olarak tescil ettirilerek, tescil işleminin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 10 Haziran 2015 tarih, 8838 sayılı nüshasında yayınlatmak suretiyle faaliyetine başlatıldığını, şirketin sermayesinin her biri 100.00-TL değerinde 8000 paya ayrılmış 800.000,00-TL olup, bunun 80 paya karşılık olan 8.000,00-TL’sinin davalı …’a, 7920 paya karşılık olan 792.000,00-TL’ lık kısmının ise müvekkili … taahhüt edildiğini ve bu sermayenin tamamı nakit olarak karşılandığını, davalının kendi adına tapuda kayıtlı olan; Muğla İli, … İlçesi …. Mahallesi … parselde …. metrekare yüzölçümündeki tarla vasfındaki taşınmazını …’ adına satışını yapmak suretiyle devrettiğini, Ancak; …’in çoğunlukla Rusya’da ikamet etmesi ve … Bulv. …, No: …-… …/… adresinde Turizm şirketinin bulunması nedenleriyle Türkiye’ye ve de Şirketin bulunduğu Fethiye’ye çok sık gelememekte, bu nedenle şirket ile ilgili olarak davalıdan telefon ile şirketin iş ve işlemleri, ekonomik durumu konularında bilgi almaya çalışmakta ise de, davalı müvekkilime şirketin durumu hakkında herhangi bir bilgi vermediği gibi, şirketin defterlerini tutan Muhasebecinin bile bilgilerini vermemesinin yanı sıra zaman zaman müvekkilimin telefonlarına dahi bakmaması gibi sebepler ile müvekkilimin davalıya olan güveni tamamen zedelediğini, hatta tamamen yok etmesi sebebi ile; şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalının güven ilişkisini zedelemesinden dolayı, davalının, şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılınması sebebiyle, bu yetkilerini kötüye kullanma ihtimaline binaen, Muğla İli, … İlçesi … Mahallesi … parselde tarla vasfındaki taşınmazın üçüncü kişilere satışının yada devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı alınmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…dava konusunun, davalının Fethiye Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı … Şirketi ortaklığından çıkarılmasına ilişkin olduğu, dava konusunun yargılamayı gerektirdiği, iş bu davada uyuşmazlık konusu olmayan Muğla İli, … İlçesi … Mahallesi … parselde … metrekare yüzölçümündeki taşınmaz üzerine HMK 389/1 maddesi gereğince, ihtiyati tedbir konulmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.

İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu olay değerlendirildiğinde istemlerinin tam olarak uyuşmazlık konusu hakkında olduğunun anlaşılacağını, uyuşmazlık konusunun müvekkil ile davalı ortak arasındaki güven ilişkisinin bozulması ve davalı ortağın ortaklıktan doğan görevleri yerine getirmiyor oluşundan kaynaklı ortaklıktan çıkarma davası olduğunu fakat ivedi bir şekilde yerel mahkemeye başvurmalarının asıl sebebinin halihazırda davalının tek başına imzaya yetkili olması sebebi ile şirketin tek sermayesini satarak elden çıkarma yetkisine sahip olması ve bu durumun müvekkili büyük zarara uğratacak olması olduğunu, kanun koyucunun bu durumda olan ortakları korumak maksadı ile TTK Madde 638’i tanzim ettiğini, ortaklıktan çıkma veya çıkarılma davalarında şirkete konu sermayeler üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebileceğinin örnek istinaf kararlarında açıkça görülebileceğini beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalının limited şirket ortaklığından haklı nedenlerle çıkarılması istemine ilişkindir.
Talep ise; davacı şirkete ait Muğla İli, … İlçesi, … Mahallesi … parselde … metrekare yüzölçümündeki taşınmaz üzerine HMK 389/1 maddesi gereğince, ihtiyati tedbir konulması istemine
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK.’nun 389. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.

HMK.’nun 389-(1) maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.

6100 sayılı HMK.’nun 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.

Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK.’nun ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Bu açıklamalara göre; davacı vekili, davacı şirketin taşınmazı üzerine ihtiyati tedbir talep etmiştir. Ne var ki yukarıda belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilir. İhtiyati tedbir konulması talep edilen davacının taşınmazının mülkiyeti doğrudan uyuşmazlığın konusu olmadığından, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru olmuştur.

Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/12/2021 ara karar tarihli ve 2021/1628 Esas sayılı sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/03/2022